18 Ekim 2013 Cuma

ne ka köfte, o ka ekmek

Herkesin bayramını kutlarım,

Bayramın 2. ve 3. günü memleketim Sakarya'daydık. Bayramın vazgeçilmezi aile ziyaretidir. Evlenene dek bayramları tatil, toplanma, kalabalık, curcuna olarak addetmiştim ancak büyüdükçe daha duygusal bakıyorsun olaya. Bayram, büyükler olmadan yalnız geçmiyor vesselam, kalabalık olunca anlıyor insan bayram olduğunu. Eski bayramlar nerede diyenlere de kızıyorum, eski bayramları arayacağına yenilerini kanlı canlı yaşat abicim!
Benim için bol ziyaretli, bol sarılmalı öpmeli, kavurmalı, baklavalı olsun yeter.


Dün Sakarya dönüşü soluğu Meşhur Köfteci Mustafa'da aldık. Şurada Islama Köfte yemeden Adapazarı'na geldim sayamıyorum arkadaş. Tabi Kurban bayramı olduğundan kapalı olur mu acaba falan derken baktık ki önünde kuyruk oluşmuş insanlar içerisinin boşalmasını bekliyorlar sabırla. Biz nasıl olduysa beklemedik, daldık içeri beş kişilik bir masanın boşaldığını gördük ve oturduk hemen, yanımıza da başka bir çifti yerleştirdiler, aynı masada yedik yemeğimizi. 

Mekan küçük, salaş bir yer. Islama köftenin bu dükkandan çıktığını ilk bakışta anlıyorsunuz zaten. Ekmeğini kırmızı toz biber, kemik suyu ile yapıyorlar ve köfte ile birlikte ızgarada kızartıyorlar. Yağlı gibi duruyor ancak yağlıdan ziyade ıslatılmış ekmek bence, bana direkt yağ tadı gelmiyor açıkçası. Köfteler de küçük ama lezzetli. Eskiden insanlar ekmeğini çok beğendiklerinden daha çok ilave etmelerini isterlermiş, usta da ekmekler tez elden bitmesin diye ne ka köfte o ka ekmek dermiş :)

Sadece köftesi değil tabi, burada ne yerseniz tadı damağınızda kalıyor. Ayranı, şırası, yoğurdu ve piyazı enfes. Piyazın içerisindeki saf zeytinyağının tadını alacaksınız zaten. Tatlı olarak manda kaymağı ile servis edilen kadayıf, kabak tatlısı ve kemalpaşa var ki yeme de yanında yat :)

İstanbul'dan günü birlik gidilesi hoş bir mekan, kesinlikle tavsiye ederim. Buraya en son iki-üç ay evvel annemle gitmiştim, karnım hafif çıkmış minnoş kendini belli etmeye başlamıştı o zamanlar. Dükkan sahibi yaşlı amca ne içersin dedi sonra dur dur sen yoğurt ye ben sana yoğurt getireceğim dedi ve sözü bana bırakmadan toprak bir kasede yoğurt getirdi. Çok yoğun olmadığı zamanlar sahiplerinin/çalışanlarının güler yüzünü ve sohbetini de görebilirsiniz.

Bana yoğurt getiren amca :)

Tekrar iyi bayramlar!

Fotoğraflar foursquare'den.

Hiç yorum yok: