14 Aralık 2015 Pazartesi

Kısa Gaziantep - Yeniden | Zeugma Müzesi, İmam Çağdaş, Alışveriş | GEZİ, REHBER



Biz Gaziantep'ten döndük :)

Oy oy bir güne ne çok şey sığdırdık. hazırladığım vlogu iki bölüme ayırmak zorunda kaldım.
1.bölümü ve 2. bölümü yazının en altında.

Öncelikle; 15 dakika rötarlı, 40 dakika sıra beklemeli bir uçuş oldu. Yani 1 saat geç vardık Antep'e. Taksiye atladığımız gibi İmam Çağdaş'a koştuk ama yetişemedik. 21:00'de kapatıyorlarmış. Boynumuz bükük.

Taksici bizi Kelebek diye bir yere götürdü ama büyük beklentiler içinde olduğumuzdan olsa gerek, bizim için hayal kırıklığı oldu.
Kelebek aslında bir çorbacı. Kelle paça, Beyran ve mercimek çorbaları var. Kebap olarak Adana, Urfa falan tarzında kebaplar var. Antep'e özgü bir tek Beyran vardı sanırım. Hijyen açısından da sınıfta kaldı. Aç yatsak daha iyiydi.

Doğruca kalacağımız yer olan Ali Bey Konağına gittik. Yeri Tarihi Naip hamamının arkasında.

Konağın içerisi beklediğimiz gibi çok güzeldi.
Bizim kaldığımız oda da oturma odası bölümü bile vardı. 
Yalnız tek eksisi klima yetersizdi. 

Genel bir konudan bahsetmek istiyorum; Özellikle eski yerleşim bölgelerinde kömürlü soba kullanıldığı için ciddi boyutta hava kirliliği mevcut. Yer yer nefes almakta güçlük çektik hatta İstanbul'a döndüğümüzde daha net farkettik; Üzerimize is kokusu sinmişti.
Belediye'nin bu konuya hemen el atması lazım.














Bunlara bayılıyorum, eskiden köylerde olurdu =)





Tabelalarda bu yazılara hiç alışık değiliz :)


Sabah kahvaltımızı otelde yaptık. Gönlümüz Zekeriya Usta'da veya Abdo Usta'da katmerle güne başlamaktı fakat oda için rezervasyon yaptırırken kahvaltı istemiyoruz demedik, parası da halihazırda ödendiği için kahvaltı yapalım dedik. Fena değildi. Sadece sobanın üzerinde fokur fokur kaynayan  çaydanlıklardan çaylarımızı doldurmak zor oldu, sapları sıcaktı çünkü =)

Zamanı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyordu çünkü akşam 21:00'de uçağımız vardı.

Arkadaşlarımız sağolsunlar bize güvendiler, tamamen size uyarız dediler. Bende önceki gelişimizi göz önünde bulundurarak bir rota çizdim kendimize. Otelden çıkışımızı yaptık tekrar geri dönmeyelim diye. Bu arada tek sırt çantası ile çıktık yola, ne havalimanında bagaj bekledik ne de gezerken eşyalar bize yük oldu.

İlk adres Zeugma Mozaik Müzesi oldu. Geçen seferden farklı olarak, Zeugma'nın tarihini anlatan çok güzel 12 dakika süren bir barkovizyon hazırlamışlar hem de üç boyutluydu. Kişi başı 5 TL. Müzeye bilinçsizce gelenler için aydınlatıcı bilgiler vardı. İzleyip müzeyi gezdikten sonra daha mantıklı bakıyorsunuz mozaiklere. Tavsiye ederim.
Yine daha önceki Gaziantep Gezi rehberimde de bahsettiğim, Zeugma uygulamasını telefonlarınıza indirebilirsiniz. uygulama güncellenmemiş sanırım, geri kalmış fakat içerisindeki bilgiler değişmediğinden yine size rehber olabilir.

[Tüm gezi boyunca daha önceden anlaştığımız taksici, bizim elimiz kolumuz oldu. Tek telefonla hemen yanımızdaydı ve baştan anlaştığımız için havalimanı-Antep arası dahil tamamı uygun fiyata geldi bize. Tavsiye ederim.]












Zeugma'dan ayrılıp direkt Aşina Kebap'a gittik. burada kebaplardan sıkılanlar için Antep mutfağının yöresel lezzetleri de bulunuyor. İlk müşteri bizdik =) Yine mutlu bir şekilde ayrıldık. Yalnız baklava için Koçak, Zeki İnal veya İmam Çağdaş'ta kullanın hakkınızı.

{Zeugma'dan çıkıp Halil Usta'ya neden gitmediğimiz sorusu akıllara gelebilir. Geçen sefer Halil Usta'ya gitmiştik, bizim beklentilerimizi karşılamamıştı. Bu güzel olmadığı anlamına gelmiyor. Güzeldi fakat et lokantası orası, salatanı ve küşlemeni yiyip kalkıyorsun. Biz acılı ezmesinden içli köftesine, fındık lahmacunundan çiğ köftesine bir şeyler aradığımız için Aşina'yı tercih ettik}






Aşina'dan yürüyerek Almacı Pazarına yöneldik. Amacımız alışverişti :) Arkadaşımızın bir tanıdığı olan yeri seçtik alışveriş yapmak için. {Köroğlu Baharatları Telefon:(0342) 220 1206}

Esnaf amca çok sevimliydi. %100 Anadolu insanı imajı çiziyordu =) nasıl mı? Dükkana yanaşmamızla beraber ellerimize birer avuç en kalitelisinden antep fıstığı sıkıştırması. Fitil lokumları, muskaları ayaküstü gömmemiz.. Daha ne diyeyim.
Neler aldım, size de fikir olması için.
Biber ve Domates Salçaları
Zahter çayı
Pul biber
Kuru patlıcan ve kuru biber 
Antep fıstığı elbette. İstanbul'da Peyman, Tadım falan kilosu Allah ne verdiyse alıyoruz. Burada en kalitelisi 44 TL idi. Ayrıca Antepliler fıstığın iyisini kendilerine saklar, arta kalanları dışarıya yollarlarmış aklınızda olsun =)
Bu arada onca şeyi yanımızda taşımamak için amcaya söyledik bize kargo yapacak. Yine sizde telefonla sipariş verebilirsiniz, kargoyla geliyor.




Siparişleri toparlarken ayakta uzun bekleyiş bizi çok yordu ve çok üşüdük. Eldiven ve berelerinizi almayı unutmayın siz. Koşarak Tahmis Kahvehanesine gittik, çok yakındı zaten.
içeride ortada kocaman bir soba var, ısındık. Yalnız içerisi çok kalabalıktı ve fasıl gibi bir şey vardı. Adamlar zurnayı bizim erkeklerin gözüne sokacaklardı neredeyse, bahşiş almak için.


 


Gündüz akşama kadar çok vaktimiz vardı. Bakırcılar çarşısından da bir kaç hediyelik aldıktan sonra  önce Hamam müzesine (giriş ücretsiz) sonra Emine Göğüş Mutfak Müzesine gittik (giriş 1 TL).




Kaleyi dolaştık. Gaziantep'in nasıl Gazi unvanını aldığı çok güzel anlatılmış. Giriş ücretsiz, mutlaka uğrayın.





Hala vaktimiz olduğu için kaleden sonra Bey Mahallesine gittik. Buraya kesinlikle gitmeli ve o dar sokaklarda kaybolmalı.


Bey mahallesinden yürüyerek İmam Çağdaş'a kapanışı yapmaya gittik.



Elbette Ali Nazik'le. Önden lahmacun soğan. Nefisssssss. 840 km uçmaya değecek bir lezzet.




Bu kahve fincanları da eşimin bana Antep hatırası olarak aldığı hediyesi. 
Koyacak yer bulamadım kıyamıyorum =)